"Sevimli türkuaz kalın perdeli, süsten uzak, büyük alçak koltuklar konulmuş, biricik önemli eşyası bulutları delen teleskopu ile bu büyük alafranga odayı iki büyük abajurun sarı ışıkları yıkıyordu. Raflara dizilmiş duran küçük şişeler, teleskoplar ve etrafı bir bütünlük katan tütsü kokusu odayı girenleri ayrı bir evrene götürüyordu. En dipte oldukça rahat ama girenlerin hiç dikkatini çekmeyen bir karyola mevcuttu.Masası epey geniş evraklar ile dolu yıldız haritası ile masasının üstündeki dağınıklıkta yerini almıştı ama oda girene ferahlık ve sadelik kazandırıyordu"