Siteyi en iyi şekilde kullanabilmek için " Google Chrome " tercihimizdir. Kullandığımız kodlar, gifler ve diğer görsel materyaller Explorer'i kasmaktadır. Bu nedenle en iyi, hızlı ve kesintisiz biçimde Chrome sağlamaktadır.

* Salvio Hexia RPG
Siteyi en iyi şekilde kullanabilmek için " Google Chrome " tercihimizdir. Kullandığımız kodlar, gifler ve diğer görsel materyaller Explorer'i kasmaktadır. Bu nedenle en iyi, hızlı ve kesintisiz biçimde Chrome sağlamaktadır.

* Salvio Hexia RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Yıllar Sonra

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Anja Sodenberg
Baş Şifacı
Baş Şifacı
Anja Sodenberg


Mesaj Sayısı : 14
Galleon : 14
Hogwarts'a Geliş Tarihi : 16/01/11

Yıllar Sonra Empty
MesajKonu: Yıllar Sonra   Yıllar Sonra I_icon_minitimePerş. Ocak 20, 2011 9:41 pm

Yorucu bir gündü, neyse ki bitmişti. Tam altımı çıkarmıştım ki bu rahatlığımı çekemeyen Tanrı yine yapacağını yaptı. İçeri dalan Frank'in telaşı yüzünden okunuyordu. Telaşından sadece tişörtle durduğumu bile fark edememişti. 'Anja, birinci katın yardımına ihtiyacı varmış.' Birkaç küfür savurmaktan çekinmedim. Ne de olsa keyfim kaçınca küfretmekten çekinmediğimi herkes bilirdi. Ayrıca altımda bir şey olmayışını da umursadığım söylenemezdi, ne de olsa Frank heteroseksüel değildi. Pembe kazağı aklıma gelince, basmama ihtimalimin epey düşük olduğu büyük kahkahayı engellemek için epey uğraştım. Ciddi kadın imajı yaratmaya çalıştığım için gülmekten nefret ediyordum. Olmadığım biri gibi görünmek için epey uğraşmıştım ve bunu sürdürmem gerekiyordu. Ne de olsa yaptığım iş ciddi bir işti ve ben özel hayatımı dahi çöpe atmıştım. Hem de tam üç sene önce bugün. Eylül, 14. Canım sıkılmıştı. Altımı tekrar giydim ve her zamanki gibi gözlerimi devirerek mırıldandım: 'Onlara kıçlarını yıkamalarını da öğretmem gerekiyor mu?' Frank kıkırdadı ve asansörü beklemeye başladık.

St. Mungo'da asansör beklemek tamamen delilikti. Sedye için asansörü iki saat tutan moronlar başımdan eksik olmuyordu ve hala delirmemiştim. Belki de delirmişimdir. Neyse ki asansör geldi ve birinci kata indik. Üşene üşene Frank'i takip ettim ve sağdan ikinci odaya girdik. Yerdeki oksijenli bezleri görünce derin bir nefes aldım ve sıkıcı bir seherbaz-ölüm yiyen hikayesini daha dinlemeye kendimi hazırladım. Olaylar beklediğim gibi gelişmedi. Karşımda yatan adam, geçmişimden kopan en acı hatıraydı ve geçmiş, insanın karşısına böyle aniden çıkmamalıydı. Sert ses tonumla, düz bir şekilde komutumu duymalarını sağladım. 'Hepiniz dışarı!' Baş şifacılığın avantajlarını düşünemeyecek kadar afallamıştım. Ne tepki vermem gerektiğini bilmiyordum. Daha önemlisiyse, genç adamın ne tepki vereceğini bilmememdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Morpheus
III. Sınıf Slytherin
III. Sınıf Slytherin



Mesaj Sayısı : 12
Galleon : 12
Hogwarts'a Geliş Tarihi : 20/12/10

Yıllar Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Yıllar Sonra   Yıllar Sonra I_icon_minitimePerş. Ocak 20, 2011 10:26 pm

Lanet, lanet olsun! Hiç ummadığım bir şekilde başarısız olmuştum. Hesaba katmadığım o küçük evcini -adı üzerinde, evcini madem işyerinde ne işi var?- yüzünden işler yolunda gitmemiş, ben de yakayı ele vermemek için gerisingeri kaçmaya başlamıştım dükkandan. Bu gece çalmak için geldiğim birtakım değerli eşyaların yüzünü bile görememiştim maalesef. Üstüne üstlük karanlık sokaklarda kan ter içinde koşmak zorundaydım şimdi. Kaslı bacaklarım ve geniş akciğerlerimin izin verdiği tüm güçle uzaklaşmaya çalışıyordum o yerden. Arkamdan gelen sinirli herifleri bir an evel atlatmalıydım.

"Expulso!" diye bağırdım asamı doğrulttuğum arka tarafa bakmadan. Kırmızı kıvılcımların çoğu bir yere isabet edememiş, geri kalanlarsa ufak tefek patlamalara sebep olmuştu sadece. Öfkeli adamlar hâla arkamdan koşmaktaydı. Şu an tek istediğim uygun yeri bulup uzak bir yere cisimlenmekti. Fazla uzağa gitmeme gerek yoktu, izimi kaybettirsem yeterdi. Bu yüzden koşarken etrafa bakmaya başlamıştım ki bir giriş ya da karanlık bir çalılık bulabileyim. Lakin bu sıradaki dikkatsizliğim kötü bir olayla sonuçlanacaktı.

"Sectumsempra!" diye böğürdü arkadan sert bir ses. Bunun neye yol açacağını farkettiğimde çok geç olmuştu. Acı hissetmiyordum ama büyünün vücuduma isabet ettiğini biliyordum. O anda gözüme çarpan bir ağaçlığa doğru son sürat koşmaya devam ettim. Bu ilkel görünümlü, çıplak sokaklı kasabada tek umudum orasıydı. Saniyeler sonra, ağaç topluluğunun içinde bir ağacın gövdesine yaslanmış ve yarama çabucak göz atmıştım. Her ne kadar acısını hissetmesem de üzerinde feci kan vardı. Beni kurtarabilecek tek yer kalmıştı şimdi. Oraya cisimlenerek gitmek zorundaydım. Yapmalıydım. Septireceğini biliyordum ama yapmalıydım. Yoksa ya yakalanacak, ya da kan kaybından ölecektim. İkisi de aptalca... Kendi seçeneğimi yaratacağım.

Yüzümden eksik etmediğim sinsi gülümseyişim yavaşça belirdi suratımda. Gözlerimi kapatıp orayı düşündüm ve aniden ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim.

Saint Mungo...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anja Sodenberg
Baş Şifacı
Baş Şifacı
Anja Sodenberg


Mesaj Sayısı : 14
Galleon : 14
Hogwarts'a Geliş Tarihi : 16/01/11

Yıllar Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Yıllar Sonra   Yıllar Sonra I_icon_minitimePerş. Ocak 20, 2011 10:56 pm

Yıllar sonra dönmek nedir, bilir misiniz? Hayır, muggle kutularındaki basit dönüşlerden çok farklıdır. O an sizi başka kimse anlamaz, izin vermediğinizden değil, yaşanmadan anlanmayacak nadir şeylerdendir. Eski yaşamınızda, arkada sadece hissettiğinizi onun da hissetmesi için bıraktığınız bir anneniz dışında hiçbir şeyiniz kalmamışsa, dönmemek için bir sebep yokmuş gibi hissedersiniz başta. Peki ya döndüğünüz yerde ardınızda bıraktığınız ve nasıl düşündüklerini anca tahmin edebildikleriniz insanlar varsa? Evrenin en iğrenç duygusudur şüphesiz. Ve ben ne yapacağımı bilmiyordum, bilinçsiz moronun tekiydim ve baş şifacı olarak Londra'ya tekrar dönmüştüm. Annem beni gençliğimin boşa gitmesi konusunda tam üç sene boyunca iğnelemişti, üste çıkması ne kadar da ironikti! Her şeyin istemeyerek de olsa suçlusu oydu ve altı senede Hogwarts'a zar zor alışan benden, bir senede koca Beauxbatons'a alışmam nasıl beklenmişti? Üstelik şan ve bale dersleri beklediğim temponun çok daha üstünde işliyordu; ama çok da fena sayılmazdım. Tek bildiğim Hogwarts'ı ders notlarım da, duygularım da aratıyordu. Cyril'ı da görmeyeli tam üç sene oldu. Onu çok özledim; ama özlediğim öteki şeyin daha baskın geldiğini ani bir karar ardından fark ettim. Morpheus, beni buraya getiren gerçekten ne kadar kaçsam, o kadar onu buluyordum yanıtta. Onunla bir daha karşılaşamazsam ne yaparım? İşimi kolaylaştırır aslında, karşısında ne diyeceğimi, hatta konuşup konuşamayacağımı bile bilmiyorum. Ve de zorlaştırır, onun başkasıyla olduğu düşüncesi beni deli ediyor. Hani eski sevgiliniz başkasıyla birlikte olunca garip hissedersiniz ya, belki de onu sevmiyorsunuzdur hatta; ama ben onu seviyordum ve o düşüncenin, beni nasıl hasta ettiğini anlayamazsınız. Eski aşkları anlatmak mümkün müdür sahi? Morph benim ilk aşkımdı. Altıncı sınıf balosunda saatlerce dans ettik ve giderken onu son kez öptüm. Müthiş bir hızla kaçmasam bana yetişebilirdi; ama öyle yaptım. O günden beri ne sesini duydum ne de gördüm onu.

Şimdi ne yapmalıydım? Anıları hiçe sayarak tedaviyi bitirmeli ve bilinci yerinde değilken gitmeli miydim? Hayır, bunu yapamazdım. Kendime yeterince acı çektirmiştim ve ona bir açıklama borçluydum. En güçlü iksirleri kullanmama rağmen tedavi epey uzadı. Bilinci yerine gelmeye başladığında ise yanındaki sandalyede oturuyordum ve kendine geldiğinin farkında değildim. Yüzüne bakamıyordum ya da eskiden yaptığım gibi saçlarıyla oynayamıyordum. Sadece kokusunu içime çekiyordum, hepsi buydu. Fazla cesur olduğum söylenemezdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Morpheus
III. Sınıf Slytherin
III. Sınıf Slytherin



Mesaj Sayısı : 12
Galleon : 12
Hogwarts'a Geliş Tarihi : 20/12/10

Yıllar Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Yıllar Sonra   Yıllar Sonra I_icon_minitimeC.tesi Ocak 22, 2011 11:16 pm

Gözümü açtığımda farkettiğim tek şey etrafı göremediğimdi. Beynim tam olarak kendine gelememiş olacak ki görüşüm bulanık, aklım karışıktı. Nerede olduğuma emin sayılırdım, cisimlenmede oldukça iyiydim ne de olsa. Emin olmak için rahatça hareket ettirebildiğim sağ elimin parmaklarıyla altındaki nesneyi elledim. Evet, hastanenin battaniyesiydi bu dokunduğum. Orta sınıf bir iksirle temizlenmiş olduğundan yer yer kolalanmış gibi sertleşmiş kumaşta elimi hafifçe gezdirdim. Ayak parmaklarımı oynattım. Kasıklarıma kadar vücudumun sağlamlığını el yordamıyla kontrol ettim. Sol omzuma gelince duraksayıverdim. Bandajla sarmalanmıştı. Oysa ki sol kaburgalarımdan yaralanmıştım, bandaj bu kadar yukarıya uzanmamalıydı. Tahmin ettiğim gibi septirmiştim demek ki. Sol omzum da durumun kurbanıydı.

Kendime gelmek adına derin bir nefes çektim. O anda hastanenin tüm ilaç ve iksir kokusu burnuma doldu sanki. Yanan burnum yüzünden ekşiyen suratımı yana çevirdim o pis soluktan kaçak istercesine. Bulanık gözlerimin bana gösterebildiği kadarıyla benden sorumlu şifacı yanımda bekliyordu. Kendimde olsam daha içten bir ifadeyle karşılayabilirdim onu. Ne de olsa güzel kızıl saçlara sahipti, sanırım. Az önceki nefesin etkisi miydi bilmiyorum ama birden boğazımın aşırı kuruduğunu farkettim. "Su..." diye fısıldayabildim sadece. "Lütfen, su."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anja Sodenberg
Baş Şifacı
Baş Şifacı
Anja Sodenberg


Mesaj Sayısı : 14
Galleon : 14
Hogwarts'a Geliş Tarihi : 16/01/11

Yıllar Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Yıllar Sonra   Yıllar Sonra I_icon_minitimePaz Ocak 23, 2011 12:19 am

En başta rüya gördüğümü, ardından da delirdiğimi sandım. Balodaki gibi yüzlerce kez saçımı çektim; ama gerçekti. Nefes alıyordu ve yanımdaydı, ben de nefes alıyordum. Bir süre durdum. Sık nefesleri beni her şeyden kolayca çekip almıştı. Ona bu kadar kolay teslim olabiliyordum işte. Yıllar ardından Londra'ya dönmüştüm, onunla karşılaşmayı elbette bekliyordum; ama bu kadar erken değildi. Söyleyeceğim sözlerin onun karşısında anlamsızlaşacağını, bana nefretle bakacağını hatta bağıracağını düşünmek beni delirtiyordu. Haklıydı, ne yaparsa yapsın, haklıydı. Bana en çok dokunan da buydu. Annesi yüzünden her şeyini bırakmak zorunda kalmış bir kızdım. Ve Morph... Baş döndürücü, yakışıklı Morph. O artık bana ait değildi. Sahi, hiç bana ait olmuş muydu? Buna gerçekten inandığım zamanlar olmuştu. Ellerim istemeden de olsa saçlarıma gitti. Kızıl saçlarıma. Morph'u bırakmak zorunda kaldığım gün anlamsızlaşan saçlarıma. Onları defalarca kazımayı düşündüysem de, beni hep bir şeyler engelledi. Belki de saçlarıma dokunuşunu hatırlamak hoşuma gidiyordu. Gözlerimi kapadım. Başta sadece iyi görünmediğimi düşündüm, ardından rahat edemedim. Hadi Anja, git. İçimden gelen ses haklıydı, gitmeliydim. Eğer onun sesini bunca zaman sonra tekrar duymasaydım bunu yapabilirdim de. 'Su... Lütfen, su.' Su, evet, su. Çevik bir hareketle doğruldum ve masadaki bardağa su doldurdum. Ona görünmeden suyu vermem mümkün müydü acaba? Yanına dönerken, nefesimi tuttum. Bir saniyeliğine gözlerine bakma cesaretini kendimde buldum ve bir anı zihnimde canlandı.

Balo gecesi. Son gecemiz. 'Sen...' Gözlerimi devirmiş, titriyordum. Morph mükemmel kokuyordu ve cümlenin devamının bir türlü gelememesi beni sabırsızlandırmıştı. 'Ben?' Yüzümün önüne gelen bir tutamı arkaya itmişti. Bu bana bir muggle filmini anımsatmıştı. Yanaklarım kızarırken, mahçup bir biçimde gülümsedim. Ona beslediğim duygular gözlerimden okunuyor olmalıydı. 'Güzelsin.' Kafamı kıpırdatmadan, gözlerimi ona diktim. Tıraş olmamıştı, bu güzeldi, yanağını okşarken elime gelen sakalları hoşuma giderdi. Cevabımın basit olduğunun farkındaydım; ama bakışlarım tamamen ironikti. 'Sen de.' Onu şöyle bir süzdüm. O kadar yakışıklıydı ki, herkesin ilgisini kolayca çekebilirdi. Ve beni seçmişti. Günün yarısını, neden onun için özel olduğumu düşünerek geçiriyordum, cevap yoktu. Özel hissetmeyi sevmiyor da değildim. 'Ben de mi güzelim?' Diye sordu Morph. Kıkırdadım, nefesimi kesiyordu. 'Hayır, şapşalsın.' Derken parmaklarımın ucunda yükselmiş ve onu öpmüştüm. Baş döndürücü olduğunu söylemiş miydim?

Kendime geldiğimde donmuştum. Bardağı ona uzattım, dudağımı dişledim ve nefesimi tutmaya devam ettim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Morpheus
III. Sınıf Slytherin
III. Sınıf Slytherin



Mesaj Sayısı : 12
Galleon : 12
Hogwarts'a Geliş Tarihi : 20/12/10

Yıllar Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Yıllar Sonra   Yıllar Sonra I_icon_minitimePaz Ocak 23, 2011 1:00 am

Yüzü bana dönen şifacının elinden kaptığım bardağı hemen diktim. Bir yudumda bitti sanki hepsi. Daha kana kana içebilecek susuzlukta olmama ramen bunu yapacak güç henüz geri gelmemişti bedenime. Bu yüzden elimdeki bardağı karnımın üzerinde tuttum. O anımda bana yardım eden meleğe bir kez daha döndüm. Alev gibi yanan saçları, görmeyen gözlerimi daha da kör edercesine parladı birden. Sonra hiçbirşey olmadı. Kör olmadım. Sadece içim acıdı bir an. Ne zaman kızıl saç görsem aynı şey olurdu zaten. Ruhumun bir parçası daha kaybolup giderdi...

Beni bıraktığı gecenin hayatımdaki en güzeli ve de en kötüsü olması ne kadar ironikti. Parlak gökyüzünden yeraltına yapılan bir yolculuk gibi. Gittikçe daha berbat, daha mide bulandıran. Hayatımdaki tek öpüşmeden sonra uçup gitmesi... Bir melek, yahut periydi o. Ama en acımasızından. Yoksa nasıl yapabilirdi bunu bana ? Nasıl birden yokolabilirdi hiçbir iz bırakmadan, veda etmeden... Neden ? Neden gitmişti ? Nasıl yapmıştı bunu ? Sorular, o gittikten sonra, aylarca aklımı kemirip durmuştu. Her yerde cevaplar aramıştım. Sonuçsa, kocaman bir hiç.

Midem burkulmuştu birden. Aklım bana oyun oynamıştı gene. Bana bakan kızıl saçlı kızı Anja'ya benzetmiş ve kendi canımı yakmıştım. Sanki yanıma kurulmuş, aciz halimle dalga geçmek için onunla konuşmamı bekliyordu. Aşk kelimesinin dünya üzerindeki somut hali bana bir kez daha işkence edecekti sanki. Ama buna izin vermek niyetinde değildim. Bu düşünceleri savuşturmak için zoraki gülümsedim o kıza. Sanki sihirli bir değnek değmişçesine rahatlayıverdim o an. Farkında olmadan sıktığım bardağı tutan elimdekiler de dahil olmak üzere vücudumdaki tüm kaslar biraz da olsa gevşemişti. Bu iyiye işaretti. Durumu çaktırmadan konuştum şifacıyla. "Ne beceriksizim." dedim kısık tondaki ama neşe katmaya çalıştığım sesimle. "Bu yaşta septirdiğim için St. Mungo'ya gelmek..." Ah, bir de lanet yemişliğim vardı tabii ama bundan bahsetmek istemiyordum. Sadece biraz muhabbetti dileğim... Bu kız niye öyle bakıyordu bana ?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anja Sodenberg
Baş Şifacı
Baş Şifacı
Anja Sodenberg


Mesaj Sayısı : 14
Galleon : 14
Hogwarts'a Geliş Tarihi : 16/01/11

Yıllar Sonra Empty
MesajKonu: Geri: Yıllar Sonra   Yıllar Sonra I_icon_minitimePaz Ocak 23, 2011 1:34 am

Elimden kaptığı bardağı hemen kafasına dikti. Susamıştı. Onu ilk defa böyle görmüştüm. İçim acıyordu; çünkü... Çünkü... Çünkü o Morpheus Leathra'ydı ve yaralanmıştı. Çünkü onu hala seviyordum. Çünkü benim olmasını istiyordum. Lanet olası çünküler bitmek tükenmek bilmiyorlardı. Kendimi yine aynı şeyi düşünürken buldum: Beni gerçekten sevmiş miydi? Beni sevmediğine inanmam güçtü: Onunla baloya gitmek isteyen sürüyle Hogwarts öğrencisinin içinden beni seçmişti. Dualarımın kabul edileceğini de pek düşünmüyordum; zira dinle ilgili biri değildim. Hatta Tanrı'ya inanmıyordum, şu ana kadar. Koca Tanrı, sırf kendini inandırmak için onu karşına çıkarmaz diye düşünmüyordum, bir kişi bir kişidir. Taşınmadan önce bir haftaya yakın Londra'da kalmıştık ve bana her gün mektuplar gelirdi. Morph, Cy, Morph, Cy, Morph, Morph ve son mektup da ondandı. Delirmek üzereydim. Annem ilişkimi kesmemi, onlara cevap vermememin işleri kolaylaştıracağını söylemişti. İlk defa haklıydı belki de, mektupları hala saklıyordum. Morph'un neler yapıyor öğrendim, acaba Cy nerelerdeydi? Düşünmem gereken son konu olsa da, Morph beni o kadar eskilere götürmüştü ki, Morph'un en iyi kız arkadaşından -Francesca tarzı bir ismi vardı- uzak duruşumu bile anımsamıştım. Ona, en iyi arkadaşını ayarlaması için yalvaran, aklını seksle bozmuş ergenler gibi görünmek istememiştim. Sanırım başarılı da olmuştum; ama her şeyi berbat eden de yine bendim. Benim bakışlarım sürekli ondan kaçarken, gözlerimiz buluştuğu an, kelimenin tam anlamıyla afalladım. Sanırım gözlerimi ilk ben kaçırdım.

Bardağı karnının üzerinde tutuyordu. Tamam, muhteşem karın kasları olabilirdi; ama bunu düşünmemeliydim. Başım ağrıyordu, sanırım kusacaktım, kalbim yerimden çıkacaktı ve cinsellik biraz daha bekleyebilirdi. Bana zoraki bir biçimde de olsa gülümsediğinde, aklımdan her türlü düşünce geçti. Beni unutmuştu, bilinçsizdi ve herhangi bir şifacıyla yatabilirdi. Kendimi daha iyimser olmaya zorladım: Rüya gördüğünü sanıyordu. Belki de beni aştığının kanıtıydı bu gülümseme. Beni küçümsüyor muydu? O an çığlık atmak, özür dilemek, burnumu burnuna sürtmek -teknik olarak çocukçaydı; ama eğlenceliydi de-, ona sarılarak uyuyakalmak hatta ve hatta annemi öldürmek istedim. 'Ne beceriksizim. Bu yaşta septirdiğim için St. Mungo'ya gelmek...' Dedi Morph. Beni tanımamıştı ve benimle yatmak istiyordu. Hayır, sadece ben olduğuma inanmak istemiyordu. Lanet olsun, ne halt ediyordu bu böyle? Sıcaklığa rağmen bir ürperi dalgası bütün vücudumu turladı. Acaba biz taşındıktan sonra da mektup yazmış mıydı? Kendimden nefret ediyordum. Morph'un yanından geçince soluğu kesilen tonlarca kız bir yana, onu öpmüş ve gitmiştim. O mektuplardan birine birkaç sene sonra geri döneceğimi yazsam ne olurdu? Kulağa her şey kolaylaşır gibi geliyor olabilirdi; ama Beauxbatons'ta iyice kafayı yerdim herhalde. Hem Fransa, Londra kadar olmasa da güzel bir yerdi. Arkada bıraktığım Morph, Cy ya da Hogwarts olmasa, epey benimseyebilirdim. Derin bir nefes aldım. Bu cümleyi kuracak gücü nereden aldığımı bilmiyordum. 'Beni unutmuş olamazsın.'
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yıllar Sonra
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Londra :: St. Mungo Sihirsel Hastalıklar Hastanesi :: Büyü Hasarı Bölümü-
Buraya geçin: